Tâlim-i esmâ meselesi, Hz. Âdem'in melâikeye karşı mu'cizesidir

Tâlim-i esmâ meselesi, Hz. Âdem'in melâikeye karşı mu'cizesidir

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

﴿ وَعَلَّمَ اٰدَمَ اْلاَسْمَۤاءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلٰۤئِكَةِ فَقَالَ اَنْبِؤُنِى بِأَسْمَۤاءِ هَۤؤُلاَءِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ قَالُوا سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَۤا اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ قَالَ يَۤا اٰدَمُ اَنْبِئْهُمْ بِاَسْمَۤائِهِمْ فَلَمَّۤا اَنْبَاَهُمْ بِاَسْمَۤائِهِمْ قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكُمْ اِنِّى اَعْلَمُ غَيْبَ السَّمَوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَاَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا كُنْتُمْ تَكْتُمُونَ 1 ﴾

Cenâb-ı Hak, bütün eşyanın isimlerini Âdem'e (a.s.) öğretti. Sonra o eşyayı melâikeye göstererek dedi ki: "Eğer iddianızda sadık iseniz, bunların isimlerini bana söyleyiniz."

Melâike, dediler ki: "Seni her nekaisden tenzih ve bütün sıfât-ı kemâliye ile muttasıf olduğunu ikrar ederiz. Senin bize öğrettiğin ilimden başka bir ilmimiz yoktur; herşeyi bilici ve her kimseye liyakatine göre ilim ve irfan ihsan edici Sensin."

Cenâb-ı Hak dedi ki: "Ya Âdem! Bunların isimlerini onlara söyle." Vakta ki Âdem, isimlerini onlara söyledi, Cenâb-ı Hak dedi ki: "Size demedim mi semavat ve arzın gaybını bilirim ve sizin Âdem hakkında lisan ile izhar ettiğinizi ve kalben gizlediğinizi bilirim."

Mukaddeme

Bu tâlim-i esmâ meselesi, ya Hazret-i Âdem aleyhisselâmın melâikenin inkârlarına karşı mu'cizesi olup, melâikeyi inkârdan ikrara icbar etmiştir; yahut melâikenin, hilâfetine itiraz ettikleri nev-i beşerin hilâfete liyakatini melâikeye kabul ettirmek için izhar ettiği bir mu'cizedir.

Dipnot-1: Bakara Sûresi, 2:31-33.

Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz