Sığınmacıların geri gönderilmesi tartışmalarını değerlendiren Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Yıldız, "Arapça ve Türkçe konuşan milyonlarca insan var artık. Bu geçişliliğin muazzam kültürel ve siyasi sonuçları olacağında şüphe yok. İyi planlanmış bir göçmen politikasına ihtiyacımız var" dedi.

Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesi, siyasi yelpazenin her kesiminden insanın ortaklaştığı, yaşamakta olduğumuz seçim sürecinin de ana akslarından biri. Bangladeş’te de Başbakan Hasina, Rohingya Müslümanlarını Myanmar’a geri göndereceklerini belirtiyor.

Uluslararası mülteci hukuku, sığınmacıların “güvende olmaları” sağlanmadan geri gönderilmemesini amir. Sığınmacıların ürettiği birçok zorluk var. Kendi farklılıkları ile var olmaları ve kendi yurtlarındaymış gibi yaşamaları da birçoklarını rahatsız ediyor.

Demek ki, vatandaşlığa dayalı “sivil milliyetçilik” de dışlayıcı olabiliyor. Etnik milliyetçiliğe dayalı Alman vatandaşlığı bile çifte vatandaşlık konusunda esnerken, Merkel bir milyon sığınmacıya kapılarını açarken, kendi toplumu için katma değer üretti.

Biz ise izlediğimiz “insani politika”yı toplumsal katma değer üretecek hale dönüştüremedik. Sığınmacılara meşru kamusal görünürlük kazandıramadık. Şimdi de sığınmacı karşıtı dalga ile baş edemiyoruz.

Sığınmacıların çoğu Türkçeyi öğrenmiş durumda. Eğitim sistemine de belli ölçüde entegre edildiler. Vatandaş olanlarının AK Partiye oy veriyor olduğu kabulü siyasal muhalefeti, milliyetçi reaksiyonlar da İktidar koalisyonunu sığınmacı karşıtlığı için zorluyor.

Arapça ve Türkçe konuşan milyonlarca insan var artık. Bu geçişliliğin muazzam kültürel ve siyasi sonuçları olacağında şüphe yok. İyi planlanmış bir göçmen politikasına ihtiyacımız var. Yoksa Le Pen’li bir Fransa’nın da çok altında bir milliyetçilik dalgası altında kalabiliriz.