Psikiyatrist Tarhan'dan depremzedelerle konuşanlara uyarı: Bunlara dikkat edin!

Psikiyatrist Tarhan'dan depremzedelerle konuşanlara uyarı: Bunlara dikkat edin!

Kahramanmaraş’taki şiddetli depremlerin ardından kurtarma çalışmaları devam ederken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, psikolojik ilk yardımın önemine işaret etti

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, deprem sonrası travmalara ilişkin değerlendirmede bulundu.

Deprem gibi afetlerin her zaman sadece belli bir kişiyi değil, geniş toplumları etkileyerek yaygın etkisi olduğunu kaydeden Tarhan, Kahramanmaraş’ta üst üste yaşanan ve 10 ilde büyük hasara yol açan iki şiddetli depremde 35 binin üzerinde kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.

DEPREMZEDELER ANLAŞILDIKLARINI HİSSETMEK İSTİYOR

Deprem mağdurlarının öncelikle anlaşıldıklarını hissetmelerinin önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Böyle bir deprem durumunda depremzedelerin kendilerinin anlaşıldığını hissetmeleri gerekiyor. Bizim toplum olarak o bölgedeki insanların çektiği acıyı sıkıntıyı çok iyi anladığımızı hissettirmemiz gerekiyor. Bunu toplum olarak hissediyoruz zaten, empatisi yüksek bir toplumuz. Ağlayan birisiyle neredeyse oturup ağlayacak derecede empati sahibi bir toplumuz. Bu aslında bizim kültürümüzden gelen bir güzelliktir.” dedi.

ANLAMLANDIRMA HATASINA DÜŞÜLMEMELİ!

Depremin bir travma etkisi olduğunu ifade eden Tarhan, “Nasıl ki 17 Ağustos Marmara depremini unutmadık. Bu deprem de unutulmayacak. Burada en çok yapılan hata, anlamlandırma hatası yapılıyor olması. Şu anda bu depremi anlamlandırma zamanı değil. Bu durum şuna benziyor: Bir yangın çıktığı zaman yangın neden çıktı, neden öyle oldu, neden böyle yaptın, neden bir tedbir almadın denilmez. Önce yangın söndürülür, soğutulur ve ondan sonra nedenler konuşulur. Depremde de diğer krizlerde olduğu gibi anlamlandırma yapılmamalı önce ilk etapta yapılması gereken çalışmalara yoğunlaşılmalı. Burada toplum olarak herkes o anda ne yapması gerektiğine yoğunlaşmalı.” şeklinde konuştu.

GÜVENDE OLDUKLARINI HİSSETME İHTİYACI VAR

Böylesi durumlarda en büyük ihtiyacın güven olduğunu belirten Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölgedeki insanların en öncelikli ihtiyacı güven ihtiyacı. Kendilerinin yalnız olmadıklarını hissetmeye ihtiyaçları var. Güvende olduklarını hissetmeye ihtiyaçları var. Bu ihtiyaç onların panik hissini giderir, ikincisi bilgilendirme ihtiyaçları var. Belirsizlik ve sessizlik daha çok kaygıyı ve korkuyu arttırır.”

KRİZ ANINDA ÖNCE ŞOK YAŞANIYOR

"Kriz anında kişilerin yaşadığı aşamalar vardır. İlk aşamada şok dönemi vardır. O şok döneminde bazen boş boş bakarak dolaşan kimseleri görüyoruz. Göçüğün altında yakınları kalmış kişilerin, umursamaz bir şekilde dolaştığı görülebilir. Bu aslında şokun şiddetindendir. Beyin kendini bloke ediyor ve kişiyi duyarsızlaştırıyor. Kişi eğer bunu yapmasa kişi aklını kaybedecek. Beyin aşırı kortizol salgılıyor. O kortizolle beyindeki yollar bloke oluyor. Bu şuna benziyor: İnsanın kolu kırıldığı zaman ağrı öyle şiddetli olur ki kolunu oynatamazsın. Zaten oynatmamak gerekir çünkü tehlikelidir ve vücut refleks olarak hareketini durdurur. Aynı şekilde beyin kendini bloke ediyor. Bazı kişilerde bu şok dönemi vardır.”

KOGNİTİF DURGUNLUK VE BLOKE OLMA HALİ YAŞANIR

Şok döneminde insanlar sıra dışı davranışlarda bulunabilir. Deprem bölgesine yardıma gidenlerin bu konuyu göz önünde bulundurması gerekir. Psikolojik ilk yardımın kuralıdır bu, doğal afet gibi bir kriz anına müdahale için giden birinin psikolojik ilk yardımda ilk bileceği şey, o şok döneminde insandaki kognitif donukluk ve bloke olma halidir. Kişilerin panik davranışlarını kabullenmesi gerekiyor. Kişinin hatalı hareketi nasihatle düzeltmeyeceklerdir. Böyle durumlarda kişinin elinden tutacaklar, ‘Biz senin yanındayız, biz yardım etmek istiyoruz’ diyecekler, belki sessiz bir şekilde yanında durarak beklemek bile işe yarayabilir.”

6-8 HAFTA SÜREBİLİYOR

Şok döneminden sonra bazı kişilerde protesto dönemi yaşanabilir. Kişiler bu dönemde ‘Bu neden oldu, niye bu bana oldu, ben buna layık değilim’ şeklinde tepkiler verebilir. Bu dönemin peşinden pasifleşme dönemi takip eder. Bazı kişilerde pasifleşme, depresif bir ruh haline girme şeklinde görülebilir. Kişi sanki çocukluk dönemine gerilemiş gibi olur. Daha sonra toparlanma dönemi ortaya çıkıyor. Bunların hepsi genelde 6-8 haftalık bir süre içerisinde oluyor.”

POSTTRAVMATİK STRES BOZUKLUĞUNDA UYUYAMAMA GÖRÜLÜYOR

Bütün bu süreçler 6-8 haftadan uzun devam etmesi halinde artık posttravmatik stres bozukluğundan bahsedilebilir. Posttravmatik stres bozukluğu olan kişiler, gece uyuyamıyorlar çünkü devamlı bunu düşünmekten ya da rüyalarında bu olayı görmekten uyuyamıyorlar. Flashback dediğimiz yeniden yaşantılama oluyor. Kişi sanki deprem şok anını, sallantı anını tekrar tekrar olacak gibi yaşıyor.

KİŞİNİN BU ACIYI AŞMAYI BAŞARMASI GEREKİYOR

Kişinin sürekli tetiktedir ve sık sık irkilmeler yaşayabilir. Ani seslerde irkilmeler olur ve devamlı bu konuyu konuşur. 60 dakikanın 50 dakikasında bu konuyu konuşur. Bu durumun 6-8 haftadan uzun devam etmesi halinde yardım gerekiyor. Durumun 6-8 hafta devam etmesi doğaldır, bu dönemde ilaç vermemek lazım. İlaç çok aşırı bir durum olmadıkça verilmemelidir. Bu acıdır, kişinin bu acıyı yaşayıp aşmayı başarması lazımdır.

BELİRSİZLİK DUYGULARI GİDERİLMELİ

Deprem gibi afet ve kriz durumlarında kişilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması ve belirsizlik duygularının giderilmesi çok önemlidir. Burada belirsizlik olması gelecekle ilgili aşırı kaygıyı ve korkuyu ortaya çıkarır. Burada verilen tepkiler, kişiye özel değişebiliyor. Bazıları içine kapanır, bazıları devamlı konuşur, aynı şeyi tekrar tekrar anlatmaya çalışır. Bazı kişiler yaşamak boş ve anlamsız diye düşünmeye başlar.

ÇOCUKLARA, YAŞLILARA VE ENGELLİLERE DİKKATLİ YAKLAŞIM GEREKİYOR

Çocukların tepkisi farklı, yaşlıların farklı, engellilerin tepkisi farklı oluyor. Böyle durumlarda burada dezavantajlı kişiler, çocuklar, yaşlılar, hastalar, engelliler ve hastanede olanlardır. Karşı tarafı bakışlarımızla, davranışlarımızla ezmememiz gerekiyor, devamlı üzerine düşmek titremek, ona böyle özel muamele yapmak, bir nevi minnet duygusu ve mahcubiyet duygusu oluşturuyor. Karşı taraf kendini kötü hissedebilir. Burada dengeli bir tutum takınmak gerekir. Yardım edilen kişinin incitilmemesi, yardım edilen kişiye kendini kötü hissettirilmemesine dikkat edilmelidir.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, depremzedelerle kendileri istemedikçe deprem konusunun açılmaması gerektiğini de kaydetti.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.