Kur'ân'a bir nazire yapmak mümkinattan imiş niçin yapılmamıştır?

Kur'ân'a bir nazire yapmak mümkinattan imiş niçin yapılmamıştır?

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Sual - Kur'ân'a bir nazire yapmak mümkinattan imiş, fakat nasılsa yapılmamıştır?

Cevap - Mümkinattan olmuş olsaydı, damarlarına dokundurulanlar, behemahal muarazayı arzu ederlerdi. Ve muaraza arzusunda bulunmuş olsaydılar, muaraza yapacaklardı. Çünkü, iptal-i dâvâ için muarazaya ihtiyaçları pek şedit idi. Muaraza etmiş olsaydılar, gizli kalmazdı, tezahür ederdi. Çünkü tezahürüne rağbet çok olduğu gibi, esbab dahi çok idi. Tezahür etseydi, âlemde şöhret bulurdu. Şöhret bulmuş olsaydı, Müseylime'nin hezeyanları gibi behemahal tarihte bulunacaktı. Madem ki tarihte bulunmamıştır, demek yapılmamıştır. Madem yapılmamıştır, demek Kur'ân mu'cizedir.

Sual - Müseylime, füseha-i Arabdan olduğu halde sözleri niçin âleme maskara olmuştur?

Cevap - Çünkü onun sözleri, bin derece fevkinde bulunan sözlere karşı mukabeleye çıktığından çirkin ve gülünç olmuştur. Evet, güzel bir adam, Hazret-i Yusuf (a.s.) ile beraber güzellik imtihanına girerse, elbette çirkin ve gülünç olur.

Sual - Kur'ân-ı Kerim hakkında şek ve şüpheleri olanlar, Kur'ân'ın bazı terkip ve kelimeleri güya nahiv ilminin kaidelerine muhalefet etmiş gibi şüphe ika etmişlerdir?

Cevap - Bu gibi heriflerin, ilm-i nahvin kaidelerinden haberleri yoktur. Sekkâkî'nin dediği gibi, efsah-ı füseha olan Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâm, Kur'ân-ı Kerimi uzun uzun zamanlarda tekrar tekrar okuduğu halde o hatâların farkında olmamış da bu cahil herifler mi farkında olmuşlardır? Bu, hangi akla girer ve hangi kafaya sığar? Sekkâkî, Miftah'ının sonunda, bu gibi cahilleri iyi taşlamıştır.

Evet, bir şâirin dediği gibi,

لَوْ كُلُّ كَلْبٍ عَوٰى اَلْقَمْتَهُ حَجَرًا لَمْ يَبْقَ فِى هٰذِهِ الْكُرَّةِ اَحْجَارُ

"Her üren kelbin ağzına bir taş atacak olsan dünyada taş kalmaz."

Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz