Güneşin batmasını istemediğinden saati kısaltan ahmaklar

Güneşin batmasını istemediğinden saati kısaltan ahmaklar

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Sual: Şu ikinci temsilin münafıkların nazarına göre, bu makamla münasebeti nedir?

Elcevap: Kur'ân-ı Kerimin muhataplarından tabaka-i ûlâda veya saff-ı evvelde olanlar, daima sahrâlarda gezen çöl adamlarıdır. Bunlar, bilumum bu hadiseyi ya görmüşler veya ebnâ-yı cinslerinden işitmişlerdir. Hem böyle ateş yakmak meselesi efkâr-ı amme ile alâkadardır. Ve bu hadise onlara bir darb-ı mesel kadar tesir eder. Sonra ikinci temsilin birinci temsille münasebeti pek aşikârdır. Zira, o ona ikmal edici bir tetimmedir. Hattâ çok noktalarda da ittihadları vardır.

Sonra, bu ikinci temsilin, münafıkların haline beş cihetten münasebeti vardır.

Birincisi: Her iki taraf da öyle hayrete düşmüşlerdir ki, kendilerine kurtuluş yolları tamamen kapanmış, necat vesileleri kaybolmuştur.

İkincisi: Her iki taraf da korku şiddetinden, bütün mevcudatın kendilerine düşman olduklarını zannederler. Bir dakika bile ölüm tehlikesinden emin olmazlar.

Üçüncüsü: Her iki taraf da dehşetin şiddetinden akıllarını kaybetmiş deliler gibi olurlar. Hattâ kılıçların parıltısını görüp gözlerini yummakla veya tüfeklerin seslerini işitip kulaklarını tıkamakla ölümden tahaffuz etmek isteyen veya güneşin gurubunu istemediğinden saatin zembereğini kısaltan ahmaklar gibi bir vaziyet gösterirler. Halbuki kulaklarını tıkamakla veya gözlerini yummakla gök gürültüsünden veya şimşek çakmasından kurtulamazlar.

Dördüncüsü: Güneş, yağmur, su, ziya, çiçeklere isabet ederse hayat verirler. Nebatata olursa terbiye ve tenmiye ettirirler. Pis şeylere isabet ederlerse kabih kokuları ihdas ederler. Emvat ve ölülere bakarlarsa ufûnet tevlid ederler. Kezalik, rahmet ve nimet dahi kendilerine lâyık olan mevkilere isabet etmezler de, onları intizar edip kıymetlerini bilmeyen mevkilere isabet ederlerse zahmetlere ve nikmetlere inkılâp ederler.

Beşincisi: İkinci temsilin meâliyle münafıkların kıssasının meâli arasında, eczalarına bakılmaksızın münasebet olduğu gibi, her iki tarafın eczaları arasında da münasebetler vardır. Ezcümle, صَيِّبٍ 1 nebatata hayat verdiği gibi, İslâmiyet de ervaha hayat veriyor. Şimşek, gök gürültüsü, va'd, vaîd, yani hayırlı ve zararlı, Allah'ın emirlerine; zulümat da küfrün şüphelerine, nifakın şeklerine işarettir.

Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz

Dipnot-1: Yağmura yakalanan.