Cumhuriyet Dua ile kuruldu, beklediğimiz demokratik cumhuriyettir

Cumhuriyet Dua ile kuruldu, beklediğimiz demokratik cumhuriyettir

Risale-i Nur Enstitüsü ve Şekercihan Derneği’nin organize ettiği “100. Yılında Cumhuriyetin Neresindeyiz?” isimli panel Üsküdar Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşti

Haber: Ahmet Feyzi Karabacak
Foto: Hazar Hamzaoğlu

Nermin Tarhan Konferans Salonunda, Ahmet Feyzi Karabacak’ın sunuculuğunu yaptığı programın ilk açılış konuşmasını Prof. Dr. Nevzat Tarhan gerçekleştirdi.

Konuşmasına Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yaşını kutlayarak başlayan Tarhan, “Cumhuriyet devrimlerle değil evrimle ilerler” diyerek insanlığın da bir evrimden geçtiğini vurguladı. Bu evrimin aynı zamanda siyasal alanda da gerçekleştiğini; Saltanattan, Mutlaki Monarşiye ve oradan da zorunlu olarak Cumhuriyete evrildiğinin altını çizdi.

1950’DEKİ DEMOKRATİKLEŞME OLMASAYDI NE OLURDU?

1970’li yıllarda dünyada Irak, Mısır, Cezayir, İran ve Afganistan gibi bazı ülkelerde yukarıdan aşağıya istibdatla modernleşme olduğuna işaret eden Tarhan, “İstibdat, baskı… Psikolojide kuraldır zaten zor karşıtını besliyor. Aşırılık karşıtını doğuruyor. İfrat, tefridi doğuruyor. Aşırı baskı oldu, istibdat yönetimi oldu. İstibdat yönetimiyle sonuç gidemeyince tam karşıtı bir İran ve Afganistan’ı görüyorsunuz. Şimdi de aynı ülkelerde dini kökenli bir baskıcılık var.” diye konuştu.

nevzattarhan.jpg

Türkiye’nin 1950’lilerde tek partili Cumhuriyetten, çok partili Cumhuriyete geçtiğini kaydeden Tarhan, “1960 darbesi oldu. 1950’deki demokratikleşme olmasaydı ya da 1960’daki darbeciler kalsaydı Türkiye, Çavuşesku gibi karşı istibdatın ortaya çıkmasına ve toplumsal dağılmaya neden olurdu” dedi.

Korku, baskı, tehdit, itaat kültürlerindeki insanların duygularını bastırdığını, en ufak bir kriz anında tam karşıtının ortaya çıktığını anlatan Prof. Dr. Tarhan, İran ve Afganistan’daki bu durumun benzer olduğunu kaydetti.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN DİNDAR BİR CUMHURİYETÇİ

Risale-i Nur Enstitüsü ve Şekercihan Derneği adına açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Ruhi Yavuz, Bediüzzaman Said Nursi’nin dindar bir cumhuriyetçi olduğunu ve Osmanlı’nın son döneminde meşrutiyete din namına sahip çıktığı gibi Cumhuriyete de din namına sahip çıktığının altını çizdi.

ruhiyavuz.jpg

Yavuz, hakiki Cumhuriyetin, adalet, meşveret ve kanunla mümkün olduğunu ifade ederek, Cumhuriyetin demokrasi, insan hakları ve hürriyetle taçlanması temennisinde bulundu.

Moderatörlüğünü Doç. Dr. Murat Tümay’ın yaptığı panelde ilk konuşmacı Prof. Dr. Adem Ölmez oldu.

Emeviler döneminde hilafetin saltanata dönüştüğünü, bundan dolayı yazılan eserlerde cumhuriyet yerine adil hükümdar vurgusunun yeterli görüldüğüne dikkat çeken Ölmez, “Adil ve istişare eden hükümdar uzun süre yeterli görüldü. “Onlarla istişare et” ayeti her zaman ön plandaydı. İstişare ediyorsa seçime gerek yok diye düşünüldü. Modernleşme dönemi ile meclis ve anayasa ön plana çıkmaya başladı. M. Kemal cumhuriyeti ilan ederken Jean-Jacques Rousseau’nun eserinden çok etkilendi. Fransız İhtilali sonrası ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonraki durum karşılaştırılırsa bazı benzerlikler görülecektir dedi.

ÖZLEDİĞİMİZ VE BEKLEDİĞİMİZ DEMOKRATİK CUMHURİYETTİR

Milli Eğitim eski Bakanı Prof. Dr. Hüseyin Çelik, konuşmasında yeryüzünde iki rejim bulunduğunu birinin Monarşi diğerinin de Cumhuriyet olduğunu söyledi. Tek bir monarşi olmadığı gibi, tek bir cumhuriyetin de olmadığına dikkat çeken Çelik, “Bir yerde gerçek ve hakiki bir cumhuriyetten bahsedeceksek orada güven, şeffaflık, hesap verilebilirlik, kanun üstünlüğü ve demokrasi olmalıdır. Bizim özlediğimiz ve beklediğimiz demokratik cumhuriyettir” dedi.

panel1.jpg

Günümüzde bazı kesimlerin Said Nursi’ye cumhuriyet düşmanı dediklerini hatırlatan Çelik, “bu söz yanlış, Said Nursi saltanat düşmanıydı ve dindar bir cumhuriyetçiydi. Said Nursi, Kemalist cumhuriyeti eleştiriyordu ve karşıydı, ben de Kemalist cumhuriyete karşıyım” şeklinde konuştu.

CUMHURİYET DUA İLE KURULDU

Cumhuriyet’in yeni kurucu liderinin kendine iktidar alanı açmasının adı olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Yıldız, “Bu anlamda bir zorunluluğu ifade eder. Kurulan cumhuriyet cumhursuz olarak kurulmuştur ve orada halka yer yoktur. Bütün referans bilim ve akla yapılmakta meşruluğu oradan almaya çalışmaktadır. Cumhuriyet rejimine geçtik güçler ayrılığı ilkesini kaldırdık, serbest seçimlerini kaldırdık ve orada halk sembolik ve söylem olarak vardı. Cumhuriyet bir proje olarak ortaya çıktı. İlham kaynağı ise Fransız İhtilalinin, din-toplum ve devlet için ön gördüğü modeldi. Bu modelde din bir hurafe olarak görülmekteydi, halkı ise karanlık ve irticaya mahkûm olmuş dönüştürülmesi gereken karanlık ve iradesiz bir topluluk olarak görüyordu. Fransız devrimciler nasıl kiliseyi suçladıysa, II. Meşrutiyetten itibaren din irtica olarak siyasi bir kavram olarak modernleşme tarihimizdeki yerini aldı. Bu durum muhalif olanın dışlanması, ötekileştirilmesi ve susturulması için kod kavramlardan birisi haline getirildi. Tek parti döneminde yapılmış bir cami hatırlamıyoruz ama ihtiyaç fazlası yüzlerce cami farklı amaçlarla kullanılmış, değiştirilmiş ve yıkılmıştır” dedi.

panel3.jpg

Cumhuriyetin dua ile kurularak ilan edildiğine dikkat çeken Yıldız, “100. Yılında Cumhuriyete dua edildi mi? Edilmeli mi bilmem ama dua ile kuruldu. Cumhuriyetin dua ile ilişkisi araçsal bir ilişkidir. Seyyid Bey hilafetin kaldırılmasıyla ilgili çok sayıda şer-i deliller ortaya koymuştur. Hilafet kaldırılmıştır ve üç gün sonra görevinden alınmıştır. İktidar stratejisi açısından son derece başarılı bir projedir cumhuriyet. Umarım demokrasi ve hukuk devletiyle bugün hayatımıza daha güzel bir şekilde dokunur” şeklinde konuştu.

Programa akademik olarak katkı veren hocaların adına Şekercihan Derneği tarafından fidan bağışında bulunuldu. Bağışlanan fidan sertifikaları hocalara takdim edildi.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum