Cömertlik ile ilgili ayet ve hadisler

Cömertlik ile ilgili ayet ve hadisler

İslam dini cömertliği bir fazilet olarak kabul edip yüceltmenin ötesinde, onu bencil duyguların tatmin vasıtası olmaktan çıkararak, Allah rızası ve insan sevgisinden oluşan ahlakî bir muhtevaya kavuşturmuştur

Kur'an-ı Kerîm, malını Allah rızası için değil sadece insanlara gösteriş olsun diye harcayan kimselerin bu davranışlarının ahlakî değer taşımadığını, yardımlaşmanın ancak insanlara iyilik etme (birr) ve Allah’a saygı gösterme (takvâ) niyetine dayalı olması gerektiğini ısrarla vurgulamıştır. (bk. Bakara 2/264; Mâide 5/2; Leyl 92/17-20)

Kur'an’da cömertlik öncelikle Allah’ın sıfatları arasında gösterilmiştir. Allah sonsuz lütuf ve kerem sahibidir. (Rahmân 55/27, 76; Alak 96/3).

Allah’ın bir adı da Kerim'dir. (İnfitâr 82/6)

Bundan başka Kur'an’da yer alan Rahmân, Rahîm, Vehhâb, Latîf, Tevvâb, Gaffâr, Afüv, Raûf, Hâdî gibi ilâhî isimler de Allah’ın cömertliğini değişik yönleriyle ifade eden kavramlardır.

Bir hadiste, “Allah cömerttir ve cömertliği sever.” buyurulurken “cömert” karşılığında Allah’ın isimlerinden biri olarak “cevâd” kelimesi kullanılmıştır. (Tirmizî, “Edeb”, 41)

Hadis kitaplarında Hz. Peygamber Efendimiz (asm)'in cömertliğine dair pek çok rivayet yer almaktadır. Meşhur sahabîlerden nakledilen hadislerde Hz. Peygamber (asm) insanların en cömerdi olarak tanıtılmıştır. (bk. Buhârî, Bedü’l-vaḥy, 5, Savm, 7, Menakıb, 23; Müslim, Fezail, 48, 50).

Yine Enes b. Mâlik, Câbir b. Abdullah, Hz. Aişe gibi sahâbîler, Resûlullah’ın kendisine ihtiyacını bildiren hiçbir kimseyi geri çevirmediğini belirtmişlerdir. (bk. Müsned, VI, 130; Müslim, Fezail, 56, 57)

Bu bilgiden sonra cömertlikle ilgili bazı ayet ve hadis meallerini verelim:

Cömertlikle İlgili Bazı Ayetlerin Mealleri:

- “Siz hayra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir.” (Sebe, 34/39)

- “Kim bir iyilik yaparsa, ona bundan daha hayırlı karşılık vardır.” (Kasas, 28/84)

- “Kim, Allah’ın huzuruna iyilikle gelirse, ona getirdiğinin on katı vardır.” (Enam, 6/160)

- “Şeytan sizi fakirlikle korkutur; sizi her türlü hayasızlığı ve ahlâksızlığı yapmaya teşvik eder. Allah ise size bağışlamayı ve bol nimet vermeyi vadeder. Allah, lütfu pek geniş olan, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara, 2/268)

- “Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.” (Bakara, 2/272)

- “Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir.” (Bakara, 2/273)

- “Harcamalarında ve başkalarına yardımda eli sıkı olma, ancak varını yoğunu da saçıp savurma! Sonra herkes tarafından kınanır, kaybettiklerine hasret çeker durursun.” (İsra, 17/29)

- “Kim malını iyilik yollarında harcar ve Allah’a gönülden saygı besleyip günahlardan sakınırsa.” (Leyl, 92/5)

- “Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten çok çok sakınan kimse, o ateşten uzak tutulur. Malını iyilik yollarında harcayıp nefsini günahlardan arındıran kimse.” (Leyl, 92/17, 18)

Cömertlikle İlgili Bazı Hadislerin Mealleri:

- “Ancak iki kişiye gıbta edilir: Allah’ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başaran kimse. Yine Allah’ın kendisine verdiği ilim ve hikmet ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.” (Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3; Müslim, Müsâfirîn 268)

- Resûlullah aleyhissalatü vesselam ashabına: “Hanginize mirasçısının malı, kendi malından daha sevimlidir?” diye sordu. Sahabiler, “Ey Allah’ın Resûlü! Hepimiz malımızı her şeyden fazla severiz.” dediler. Hz. Peygamber de: “Kişinin kendi malı hayır yaparak önceden gönderdiği, mirasçısının malı ise, harcamayıp geriye bıraktığıdır!” buyurdu. (Buhârî, Rikak 12)

- “Yarım hurma ile de olsa cehennemden korunun!” (Buhârî, Zekât 9, 10, Menâkıb 25; Müslim, Zekât 66-68)

- “Her sabah iki melek iner. Biri: Ya Rabb! İyilik edene malının karşılığını (halef) ver, der. Diğeri de: Ya Rabb! Cimrilik edenin malını telef et, diye dua eder.” (Buhârî, Zekât 27; Müslim, Zekât 57)

- Resûlullah aleyhissalatü vesselam “Allah Teâlâ şöyle buyurdu” demiştir: “Ey âdemoğlu! (Allah için) infak et ki, sana da infak olunsun!” [Buhâri, Tefsîru sûre (11) 2; Nefekât 1; Tevhid 35; Müslim, Zekât 36, 37]

- Bir kimse Resûlullah aleyhissalatü vesselama: “Müslümanın hangi ameli daha hayırlıdır?” diye sordu. Hz. Peygamber de: “Tanıdık tanımadık herkese yemek yedirmen ve selâm vermendir.” buyurdu. (Buhârî, Îmân 6, 20; İsti’zân 9, 19; Müslim, Îmân 63)

- “Kırk iyilik vardır. Bunların en üstünü, birisine sağıp sütünden faydalanması için ödünç olarak sütlü bir keçi vermektir. Kim, sevabını umarak ve mükafatını Allah’ın vereceğine inanarak bu kırk hayırdan birini işlerse, Allah Teala onu bu sebeple cennete koyar.” (Buhârî, Hibe 35)

- “Ey âdemoğlu! İhtiyacından fazla olan malını sadaka olarak vermen senin için iyi; vermemen kötüdür. İhtiyacına yetecek kadarını elinde tutmandan dolayı ayıplanmazsın. İyiliğe, geçimini üstlendiklerinden başla. Veren el, alan elden üstündür (unutma).” (Müslim, Zekât 97)

- Hz. Enes radıyallahu anh şöyle dedi:

“Resûlullah aleyhissalatü vesselam, İslam için kendisinden ne istenirse onu mutlaka verirdi. Hele bir keresinde yanına gelen bir adama iki dağ arasını dolduran bir koyun sürüsü verdi...” (Müslim, Fezâil 57-58)

- Hz. Ömer radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah aleyhissalatü vesselam mal taksim etti. Ben: “Ey Allah’ın Resûlü! Kendilerine mal verdiğiniz şu kimselerden başkaları o mala daha layıktır!” dedim.

Peygamber aleyhissalatü vesselam: “Onlar beni iki durumla karşı karşıya bıraktılar: Ya çirkin sözlerle benden mal isteyecekler, vereceğim. Ya da vermeyeceğim, bu defa da beni cimrilikle suçlayacaklar. Ben cimri değilim.” buyurdu. (Müslim, Zekât 127)

- Cübeyr İbni Mut’im radıyallahu anh şöyle dedi: Huneyn Gazvesi’nden dönüşte Peygamber aleyhissalatü vesselam ile birlikte yürürken, bedevi Araplar ganimetin taksimini ısrarla istemeye başladılar. Neticede Hz. Peygamber’i Semüre ağacının altında durdurdular. Cübbesi ağaca takılıp kaldı. Peygamber aleyhissalatü vesselam devesini durdurup:

“Cübbemi verin bana! Şayet şu gördüğünüz ağaçlar kadar hayvanım olsaydı, onların tamamını size paylaştırırdım. Siz de benim cimri, yalancı ve korkak olmadığımı görürdünüz!” buyurdu. (Buhârî, Cihâd 24, Humus 19)

- “Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkça Allah da onun şerefini arttırır. Kim Allah için alçak gönüllü davranırsa, Allah da onu yükseltir.” (Müslim, Birr 69)

- “Haklarında yeminle söz söyleyebileceğim üç haslet vardır; iyi belleyiniz!

Sadaka vermekle kulun malı eksilmez. Uğradığı haksızlığa sabredenin Allah şerefini arttırır. Dilenme kapısını açan kimseye Allah, fakirlik kapısını açar."

"Yine size bir söz daha söyleyeceğim, onu da iyi belleyiniz. Dünyada dört kısım insan vardır:

(Birincisi) Allah’ın kendisine mal ve ilim verdiği kimsedir. Bu kişi Allah’a karşı saygılı davranır, hısımlarını görüp gözetir, o maldaki Allah’ın hakkını yerine getirir. Bu, en üst derecedir.

(İkincisi), Allah’ın kendisine ilim verip mal vermediği iyi niyetli kimsedir. O, iyi niyetle, “Eğer malım olsaydı ben de falan adam gibi davranırdım” der. Bu, iyi niyetinin karşılığını görür. İkisinin sevabı eşittir.

(Üçüncüsü), Allah’ın mal verip ilim vermediği kimsedir. O bilgisizliği yüzünden malını gelişi güzel harcar, Allah’a karşı sorumlu davranmaz, hısımlarını görüp gözetmez, o malda Allah’ın hakkı olduğunu idrak etmez. Böylesi kişi, en kötü durumdadır.

(Dördüncüsü), Allah’ın ne mal ne de ilim verdiği kimsedir. Bu kişi der ki, 'Eğer malım olsaydı, ben de falan gibi yer içerdim.' Bu da niyetinin karşılığını görür. Binaenaleyh bu iki kişinin vebâli eşittir.” (Tirmizî, Zühd 17)

- Hz. Aişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûl-i Ekrem’in ailesi bir koyun kesmişlerdi. Peygamber aleyhissalatü vesselam bir ara: “Ondan geriye ne kaldı?” diye sordu.

Hz. Aişe: “Sadece bir kürek kemiği kaldı.” cevabını verdi.

Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Desene bir kürek kemiği hariç, hepsi duruyor!” buyurdu. (Tirmizî, Sıfatu’l-kıyâme 35)

- “Kesenin ağzını sıkma! Allah da sana sıkarak verir!” (Buhârî, Zekât 21)

- “İnfak et, sayıp durma, Allah da sana karşı nimetini sayıp esirger. Paranı çömlekte saklama, Allah da senden saklar.” (Müslim, Zekât 88)

- “Cimri ile cömerdin durumu, göğüsleri ile köprücük kemikleri arasına zırh giyinmiş iki kişinin durumuna benzer. Cömert, sadaka verdikçe, üzerindeki zırh genişler, uzar, ayak parmaklarını örter ve ayak izlerini siler. Cimri ise, bir şey vermek istediğinde zırhın halkaları birbirine iyice geçer, onu sıkıştırır; genişletmek için ne kadar çalışsa da başaramaz.” (Buhârî, Cihâd 89; Zekât 28, Talâk 24; Libâs 9; Müslim, Zekât 76-77)

- “Kim, helâl kazancından bir hurma kadar sadaka verirse, - ki Allah, helalden başkasını kabul etmez - Allah o sadakayı kabul eder. Sonra onu dağ gibi oluncaya kadar, herhangi birinizin tayını büyüttüğü gibi, sahibi adına ihtimamla büyütür.” (Buhârî, Zekât 8; Tevhîd 23; Müslim, Zekât 63, 64)

Sorularla İslamiyet

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.