Çok şeyler var ki, insan ihtiyarıyla girer, fakat çıkması mümteni olur

Çok şeyler var ki, insan ihtiyarıyla girer, fakat çıkması mümteni olur

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

﴾ لاَ يُبْصِرُونَ 1 ﴿ cümlesi ise üçüncü bir hüsranlarına işarettir. Çünkü insan zulmete düşmekle yolunu kaybettiği zaman, arkadaşlarını ve eşyasını görmekle bir derece mütesellî olur. Fakat bunları da görmediği gibi, onun o karanlıkta durması ve yürümesi bir musibet ve bir vahşettir.

﴾ صُمٌّ بُكْمٌ عُمْىٌ فَهُمْ لاَ يَرْجِعُونَ 2 ﴿ Yani, "Sağır, lâl, kör olup dönemezler."

Bir insan, böyle bir belâya düştüğü zaman, dört cihetle ümitvar ve müteselli olabilir.

Birincisi: Köylü halkından veya geçen yolculardan bir ses gelir de, o ses vasıtasıyla yolunu bulup görmek ümidinde olur. Halbuki gecesi sâkit ve sâkin, sessiz ve sadâsız bir gece olduğundan, o adamla bir sağırın arasında fark kalmaz. Bu cihetten ümidinin kesik olduğuna işaret eden Kur'ân-ı Kerim صُمٌّ 3 kelimesini demiştir.

İkincisi: Eğer çağırıp yardım isterse, belki bir işiten olur da onun kurtulmasına gelir diye bir ümit besleyebilir. Fakat gecesi sağır olduğu için, dilli, dilsiz birdir. Bu recasını da kesmek için بُكْمٌ 4 denilmiştir.

Üçüncüsü ise: Gideceği cihetin yolunu tahminen tayin etmek ve görmek için bir alâmet, bir ateş, bir yıldız arar, müteselli olur. Halbuki gecesi öyle zulmetlidir ki, gözlü gözsüz bir olur. O adamın bu emelini söndürmek için عُمْىٌ 5 denilmiştir.

Dördüncüsü: O belâdan kurtulup rücu etmek için var kuvvetiyle çalışmaktan mâada bir çare kalmadığını görür görmez, kuvvetine güvenir, ümitvar olur. Halbuki zulmet her taraftan o adamı öyle ihata etmiştir ki, o adam bütün kuvvetiyle çalıştığı halde kurtuluş imkânını bulamaz. Kendi su-i ihtiyarıyla bataklığa giren ve bir daha çıkması mümkün olmayan bir hayvan gibi, o zulmet içinde kalır. Evet, çok şeyler var ki, insan ihtiyarıyla girer, fakat çıkması mümteni olur. İnsan onu bırakır, fakat o insanı bırakmaz.

İşte onların şu vaziyetlerine karşı فَهُمْ لاَ يَرْجِعُونَ 6 denilmiştir ki, o musibetten kurtulup rücularına bir çare kalmadığına ve son ümitlerinin de kesildiğine binaen, vahşet, yeis ve korkular içinde kaldıklarına işarettir.

Dipnot-1: Görmezler.
Dipnot-2: Bakara Sûresi, 2:18.
Dipnot-3: Sağırlar.
Dipnot-4: Dilsizler.
Dipnot-5: Körler.
Dipnot-6: "Onlar geri dönemezler." Bakara Sûresi, 2:18.

Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz