27 Mayıs Türk siyasi hayatında silinmez bir kara lekedir

27 Mayıs Türk siyasi hayatında silinmez bir kara lekedir

ASSAM Başkanı emekli tuğgeneral Tanrıverdi,1960'taki 27 Mayıs askeri darbesinin Türk siyasi hayatında silinmez bir kara leke olduğunu belirterek, bunun sonraki darbe ve muhtıralara zemin hazırladığını savundu.

Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM) Başkanı emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi,1960'taki 27 Mayıs askeri darbesinin Türk siyasi hayatında silinmez bir kara leke olduğunu belirterek, bunun sonraki darbe ve muhtıralara zemin hazırladığını savundu.

Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanın idamı ile sonuçlanan 27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 56 yıl geçti. Aradan geçen zamana karşın darbenin toplumsal ve siyasi hayatta neden olduğu acılar hafızalardaki tazeliğini korudu.

Emekli tuğgeneral Tanrıverdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 27 Mayıs darbesine lise öğrencisi olarak tanıklık ettiğini söyledi.

"27 Mayıs Türk siyasi hayatında silinmez bir kara lekedir" ifadesini kullanan Tanrıverdi, Cumhuriyet tarihinde bir hükümetin ilk kez bu darbe ile devrildiğini, o dönem yaşanan gelişmelerin demokrasiye büyük bir zarar verdiğini dile getirdi.

Tanrıverdi, 27 Mayıs darbesinin sıradan bir siyasi gelişme olmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"27 Mayıs darbesi milli iradenin tecelligahı olan Meclis'e, hükümete ve onların temsil ettiği değerlere yapılan bir darbedir. Demokrasi tarihimizin silinmez kara lekesidir çünkü bu darbe, yapıldığı dönemle sınırlı kalmamış, aynı zamanda 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat 1997 postmodern darbesi ile 27 Nisan 2007 e-muhtırasına da zemin hazırlamıştır. Bir başka ifade ile 27 Mayıs diğer darbelerin de anasıdır.” 

"Cunta vesayeti yakın bir zamana kadar sürdü"

Emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, 27 Mayıs darbesinin siyasi yansımalarının yakın bir zamana kadar sürdüğünü ifade ederek, darbeci kadroların 1961'de ülke yönetiminden çekildiğini ancak sivilleri kontrol edecek mekanizmalar geliştirdiklerini vurguladı.

Darbe sonrasında hazırlanan 1961 anayasasında yer alan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) gibi yapılarla seçilmiş hükümetlerin baskı altında tutulduğunu belirten Tanrıverdi, "Ülkeyi karanlığa götüren darbeden sonra cuntacılar yönetimden çekilirken vesayetlerini sürdürecek organlar inşa etti. Bu sayede darbe tehdidini canlı tutarak, hükümetleri baskı altına aldılar. Maalesef AK Parti hükümetlerine kadar bu vesayet anlayışı devam etti. Geldiğimiz noktada mevcut hükümetin kararlılığı bu vesayet anlayışını bitirdi.” değerlendirmesinde bulundu.

 


 

 

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.